SAYIN
Cumhurbaşkanı danışmanı
M. Mücahit Küçükyılmaz Beyefendi
Dehhani’nin yarım bıraktığı ve Yaricani’nin
aynı dilde tamamladığı Farsça Şehname’nin Şikârî (Ölümü: 1584)’ye kaynaklık
etmiş olduğunu biliyoruz. Bu sayede 13. Yüzyılda yazılmış bir beylik tarihi 16.
Yüzyılda Türkçe olarak bir yazmaya aktarılmış ve günümüze ulaşmıştır.
Buraya lütfen dikkat edelim;
Kerimüddin Karaman Bey’in oğlu Şemseddin I.
Mehmet döneminde ki olaylar. Türk dilinin fermanını zamanın tüm beyliklerine
duyurduktan sonra;
Râvi eydür: Karahisâr begi çok mâl at getürüb suçun
diledi ki ‘afv ede. Helak eylese gerek idi. Ginâhın bağışlayub yine Karahisâr’ı
verdi. Andan geçüb Kütâhiyye üstüne vardı. Germiyân, destmâlin boğazına dakub
karşu geldi. ‘Özrün diledi. Alub şehre götürdü. Ziyâfet edüb kızın verdi. Kırk
gün anda kalub ‘ayş ‘işret eylediler.
Ez-in-cânib, andan dahi geçüb sâhil diyârına geçdi.
Cümle sâhil beglerin tutub helâk eyledi. Bir vezirin Saruhân’a verdi. Bir
mikdârın Aydın Bege verdi. Birkaç gün sâkin olub andan dahi göçüb Felek-âbad’a
geldi. Diyâr-ı Altânas ve Antâliyye’yi, Teke Pâşâya verdi.
Râvi eydür: Karamanoğlu, cümle vilâyeti kendü
beglerine tevzi’ edüb dönüb (37a) Lârende’ye gelüb hergâh istğfâr edüb ‘ibâdete
başladı. Ez-in-cânib, Sultân Alâüddin iki yıl Begşehri-kim sâkin olub
Ebusar’da bir dizdâr var idi. Kendinin kulu idi. Ekser anda gizlendi. Mehemmed
Begin gelüb sâkin olduğun duyub üç yüz âdemle süvâr alub diyâr-ı Osmân’â geldi.
Osmân duyub karşu çıkdı, ri’âyet edüb kondurdu. Hâlin sordu.
Alâüddin ağlayub eydür: - Kani rahat bahtım,
kani mülk mâlim, kani sâğ ve solda olan beglerim? Karaman bana bir iş eyledi ki
dünyada kimseye eylemedi. Konya gibi şehrimi, bana rağmen Cimri nâmında bir
harâmîye bağışladı dedi, ağladı.
Osman eydür: - Pâdişâhım, biz
ânınla CENGE KADİR OLMAZIZ. Ne kılalum dedi.
Râvi eydür: Meger Kefe cânibini karındaşı elinden
hânlığı alıvermiş idi. Mektûb yazub mühürleyüb karındaşı Ya’kub’u, Süleymân’ı
gönderdi. Gelüb Kefe yakasına gecüb mektûb-ı sultânî Hasan Girây Hâna sundular.
Acub okudu.
Begler dediler ki: - Zarâfet oldular ki başına ‘askar cem’ eylemedin İbn
Karaman’ı ele getürelim. Yohsa ‘askeri çokdur. Sonra cenge kadir olamayız,
dediler. Bu tedbiri ma’kul görüb ‘Osmân diyârına geldiler. ‘OSMÂN‘ İZZET EDÜB
BİLE-GİTMEDİ. ZİRÂ, EVVEL TABL ‘ALEMİ ‘OSMAN’A KARAMANOĞLU VERMİŞ İDİ. Nân
gözetüb gitmedi.
Kısaca
şunu demek isterim ki;
Osmanlı
Hanedanlığının var olmasına Karamanoğulları icazet vermiştir. Zira o devirde
“Beylik Alameti” olan Tabl ve Alem’i Devlet-i Aliye Karamanoğullarından
almıştır. Yani izin belgesini almıştır.
Ankara
Savaşı (1402) işin bir başka boyutu. Timur Anadolu Beyliklerinin tamamına
beyliklerini tekrar vermiştir. Osmanlının paralı Sırp askerlerine dersini
vermiştir. Beyazıt da malum kafes içerisinde kulağı çekilmiş. Timur komutanı
ESENBOĞA sağ olsa da bir anlatsa değil mi?
Fatih
Sultan II. Mehmet İstanbul fethinden (1453) sonra İstanbul’un imarı için tüm
ustaları Karamanoğulları Beyliği coğrafyasından transfer etmiştir. Hata ve
hatta İstanbul’un fethinden önce Karamanoğllu Beyi II. İbrahim’e develer yükü
hediyeler vererek Ermenek Tol Medresede yetişen zamanın hekim başı Beşir
Çelebi’yi Edirne’ye davet etmiş, sohbet başlarının en önde geleni olmuş.
(Edirne tarihinde var, ilgilisine)
“Türkiye Cumhuriyeti Karamanoğulları ve Turkmenlerin iade-i
itibarıdır.”
“Eğer iş kaşımak, bölmek olsaydı bugün bir Türkmen Soykırımı'ndan
bahsederdik.”
Dizilere, sözlere, kitaplara, ders kitaplarına, hain şerefsiz
öğretim üyelerine diklenmiyorsak bunun yegâne sebebi Mustafa Kemal Atatürk,
Kazım Karabekir gibi Cumhuriyeti'nin kurucu unsurlarının ve şehit çoğunluğunun
Karamanoğlu evladı olmasıdır.“
Karamanoğlu Devletinin tarihte ki ilklerini size saatlerce
sayarım.
Çok şükür; “Ben Osmanlı hanedanlığından değilim, onlarda benden
değil. Bak Devleti-i Aliye dersen o farklı. Ben ondanım.”
Unutma; “Herkes biraz ya Karamanlıdır, ya da Karamanoğullarındandır.”
SAYIN Cumhurbaşkanı
danışmanı M. Mücahit Küçükyılmaz Beyefendi
Osmanlı Hanedanlığına mensup olan devşirme Paşalar olan kişiler, Karamanoğullarını Osmanlı Hanedanlığına bağlamak ve topraklarını zapt
etmek, taş üstünde taş bırakmamacası üzere gönderilmiştir. Bunlar
sırasıyla:
1. Vezir Mahmut Paşa (1466 da ilk gönderiliyor)
2. Rum Mehmet Paşa (1468 de gönderiliyor)
3. Gedik Ahmet Paşa
4. Yorgeç Paşa
Bir başka kaynakta sıralama şöyle:
1. Vezir Mahmut Paşa (1466 da ilk gönderiliyor)
2. Rum Mehmet Paşa (1468 de gönderiliyor)
3. İshak Paşa
4. Gedik Ahmet Paşa
(“Zira Karamanoğlu, Allah’ın inayetinin
dilediğine nasip olacağını kabullenemedi. Hükümdarlık neden bana değil de
ona verildi, hasedinden çıkamadı. Bu duygu Karamanoğlu’nun aklını, irfanını,
ihlasını, vicdanını yok ederken, onu kendisine iki kez damat edip defalarca
affeden Osmanlı’ya karşı Macarlar, Sırplar, Bizanslılar, Timurlular,
Akkoyunlular ve Venediklilerle dahi işbirlikçiliğe kadar götürdü.” …)
Bu
cümleleriniz için verecek cevabım o kadar çok ki, ama “edep ya hu”
diyebiliyorum.
Not: Yazım aşağıdaki likte paylaşılan cümlelere cevaben.
Şerafettin GÜÇ
Karamanoğulları Tarihi Araştırmacısı Yazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder