16 Mayıs 2020 Cumartesi




Eski Çağlarda Karamandan Geçen
Askeri Ve Ticari Yollar – 2


1-            Larande (Karaman)’dan “Alahan” dolaylarındaki “Koribisos” şehrinden ve Mut dolaylarından Gülnar ilçesine inen yol.

2-            Karaman’dan “Aybastı” köyü dolaylarında ki eski “Meleos” şehrinden Göksu Vadisinden “Akın ve İhsaniye” köyleri dolaylarındaki “Adrasos” şehrinden ve Yellibel üzerinden Ermenek ilçesine inen yol ki; bu yol daha ötelerde bir noktada iki kola ayrılarak bir kol Gülnar’a, bir kol da Anamur’a ulaşır. (Görmeli Köyü civarı)

Yukarıda sözü edilen kitabın 378-388. (Prof. W.M. Ramsay’ın yayınladığı “Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası”) sahifelerinde de (Konya) Karaman’dan doğruca Silifke’nin batı taraflarında ki Anamur ve Gülnar yörelerinden Akdeniz’e inen yollar. En önemlisi/nin “Adrasos yahut Andrasos” denilen şehirlerden inen yol olduğu ve bu yolun birinci derecede yollardan olduğu kaydı vardır. Bu yol Karaman’dan başlayarak (Türkler çağındaki adı Meliz yaylası olan) “Meluos veya Meleuos”’dan Buçakkışla İhsaniye köylerinden geçen yoldur.

3-            Yine Karaman’dan başlayarak Mut ve Silifke’ye inen bir yol ki bu yolda “Sibilia ve Hieropolis” şehirleri dolaylarından (Alahan dolaylarından) geçen bu yolun adına da Roma Yolu denilmektedir.

Rahmetli Mareşal Fevzi Çakmak’ta; Karaman yöresinin İç Anadolu’dan Akdeniz’e en kolay ve en yakın iniş noktası olması nedeniyledir ki; bugünkü yol açılmazdan önceleri 1940’larda sık sık Karaman’dan Silifke’ye gider gelir ve her gidiş gelişinde yol da gördüğü bozuklukların giderilmesi için Kaymakamlara emirler verirdi. O yıllarda (ben Karaman Kaymakamlığında Yazı İşleri Müdürlüğü görevinde bulunmam nedeniyle bu yol üzerinde ki yerel güçlerle onarım yaptırıldığını pekiyi bilirim.)

4-            Laranda’dan “Mağhra” (Mağara) Kasabası üzerinden Silifke’ye inen ikinci bir yol; Bu yol Türkler çağında da Anadolu’nun Doğu Akdeniz kıyılarında en işlek bir deniz iskelesi ve adına da “Ak Liman” denilen Silifke iskelesinin önemi nedeniyle, at arabalarıyla da taşımacılığa başlanıldıktan sonra, Karaman-Silifke arası en kestirme bir yol olan bu yol 1870-1880 yılları arasında (Büyük babam Hacı Mehmet Efendi’nin gözetimi altında) Osmanlılar tarafından tekerlekli taşıt araçlarının geçidine elverişli hale getirilmiştir.

1930 yıllarına kadar da at arabaları ve deve kervanlarıyla Karaman dolaylarından deniz yoluyla veya kara yoluyla doğuya veya güneye ihraç olunacak veya oralardan ithal olunacak her türlü mallar bu yoldan götürülür getirilirdi. Bilhassa İstiklal Savaşı yıllarında Demiryolunun Ulukışla İstasyonundan öteleri Fransızların elinde oluşu ve kömür bulunamamasından dolayı da trenlerin odunla tahrik edildiği o elemli yıllarda bu yol pek önem kazanmıştı. (xx)

Yukarılarda belirtilen yolların başlangıç ve çıkış noktasının Karaman’da oluşunun bir kanıtı da; Kâtip Çelebi’nin yazdığı “Cihannüma” adlı kitabındaki Laranda (Karaman) konusunda burası için (En önemli bir yol anlamına gelen) “Şahrah üzere kurulmuş bir Kazadır” deniliyor.

Bir de; Konya’dan bu yana İsmil-Karapınar-Ereğli üzerinden geçen bir ana yolda var ise de; Karapınar tarafından yol kesen eşkıyalar yatağı oluşu nedeniyle kervanlar daha çok Karaman üzerinden geçen bu yolu tercih ederlermiş.

(x) - Anadolu’da demiryolu taşımacılığı başlayana kadar da bu yol hükümetin posta taşımacılığını yapan Posta Tatarlarının ulaşım yolu idi. Bu yolda; Çumra-Karaman arasında ki yeni adı Avdıl Köyü olan, eski Deli Osman Çiftliği Posta Tatarlarının nöbet ve at değiştirme istasyonları idi.

(xx) 4. Katagoride belirtilen yolun Karaman’dan çıkış ve giriş kapısı olan; Karaman’ın dış kalesi kapılarından o yönlere açık olan kapıya Arap ülkelerine (Şam dolaylarına) çıkış kapısı anlamında “Şam Kapısı” denilirdi. Bu Şam kapısının öteki bir adı da; Hacı kafilelerinin çıkış kapısı anlamında olan “Bâ-üs-surra” denilirdi ki bu ikinci ad Hıristiyanlık çağlarında ki Kudüs şehrine giden Hıristiyan Hacı adayları için “Hacılar Yolu” adı verilmiş olmasının da İslamlık yönü ile de bir devamıdır.  

NOT: Yazı metni rahmetle andığım, Karaman’a büyük hizmetleri geçmiş Durmuş Ali GÜLCAN amcamızın vefatından sonra kızının arşivinde yıllarca bekletilmiştir. (evlatlık olarak büyüttüğü) Karaman Güneş İlkokulunda öğretmeni olan ve halen İzmir’de yaşayan ablam Süheyla Güç GÜLEÇ hanımefendiye bu ve bunun gibi birçok yarım kalmış çalışmaları bir dosya halinde tarafıma verilmek üzere bırakılmıştır. Zaman içerisinde bu bilgiler tarafımdan kamuoyu önünde paylaşılacaktır.

Şerafettin GÜÇ
Emekli Öğretmen
Karamanoğulları Tarihi Araştırmacısı Yazar


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Üç Önemli Yerden Alınan Toprak Ermenek Selanik Kıbrıs Atatürk'ün Yattığı Yer Türk Ulusu'nun Kalbidir Atatürk için b...