Eski Çağlarda
Karamandan Geçen
Askeri Ve Ticari
Yollar – 2
1-
Larande (Karaman)’dan “Alahan” dolaylarındaki
“Koribisos” şehrinden ve Mut
dolaylarından Gülnar ilçesine inen yol.
2-
Karaman’dan “Aybastı” köyü
dolaylarında ki eski “Meleos”
şehrinden Göksu Vadisinden “Akın ve
İhsaniye” köyleri dolaylarındaki “Adrasos”
şehrinden ve Yellibel üzerinden
Ermenek ilçesine inen yol ki; bu yol daha ötelerde bir noktada iki kola
ayrılarak bir kol Gülnar’a, bir kol da Anamur’a ulaşır. (Görmeli Köyü civarı)
Yukarıda sözü edilen kitabın 378-388. (Prof. W.M. Ramsay’ın yayınladığı “Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası”) sahifelerinde de (Konya)
Karaman’dan doğruca Silifke’nin batı taraflarında ki Anamur ve Gülnar
yörelerinden Akdeniz’e inen yollar. En önemlisi/nin “Adrasos yahut Andrasos” denilen şehirlerden inen yol olduğu ve bu
yolun birinci derecede yollardan olduğu kaydı vardır. Bu yol Karaman’dan
başlayarak (Türkler çağındaki adı Meliz
yaylası olan) “Meluos veya Meleuos”’dan Buçakkışla İhsaniye köylerinden geçen yoldur.
3-
Yine Karaman’dan başlayarak Mut ve Silifke’ye inen bir yol ki bu yolda
“Sibilia ve Hieropolis” şehirleri
dolaylarından (Alahan dolaylarından) geçen bu yolun adına da Roma Yolu denilmektedir.
Rahmetli Mareşal Fevzi Çakmak’ta; Karaman yöresinin İç
Anadolu’dan Akdeniz’e en kolay ve en yakın iniş noktası olması nedeniyledir ki;
bugünkü yol açılmazdan önceleri 1940’larda sık sık Karaman’dan Silifke’ye gider
gelir ve her gidiş gelişinde yol da gördüğü bozuklukların giderilmesi için
Kaymakamlara emirler verirdi. O yıllarda (ben Karaman Kaymakamlığında Yazı
İşleri Müdürlüğü görevinde bulunmam nedeniyle bu yol üzerinde ki yerel güçlerle
onarım yaptırıldığını pekiyi bilirim.)
4-
Laranda’dan “Mağhra”
(Mağara) Kasabası üzerinden Silifke’ye inen ikinci bir yol; Bu yol Türkler çağında
da Anadolu’nun Doğu Akdeniz kıyılarında en işlek bir deniz iskelesi ve adına da
“Ak Liman” denilen Silifke
iskelesinin önemi nedeniyle, at arabalarıyla da taşımacılığa başlanıldıktan
sonra, Karaman-Silifke arası en kestirme bir yol olan bu yol 1870-1880 yılları
arasında (Büyük babam Hacı Mehmet Efendi’nin gözetimi
altında)
Osmanlılar tarafından tekerlekli taşıt araçlarının geçidine elverişli hale
getirilmiştir.
1930 yıllarına kadar da at arabaları ve deve kervanlarıyla
Karaman dolaylarından deniz yoluyla veya kara yoluyla doğuya veya güneye ihraç
olunacak veya oralardan ithal olunacak her türlü mallar bu yoldan götürülür
getirilirdi. Bilhassa İstiklal Savaşı yıllarında Demiryolunun Ulukışla
İstasyonundan öteleri Fransızların elinde oluşu ve kömür bulunamamasından
dolayı da trenlerin odunla tahrik edildiği o elemli yıllarda bu yol pek önem
kazanmıştı. (xx)
Yukarılarda belirtilen yolların başlangıç ve çıkış
noktasının Karaman’da oluşunun bir kanıtı da; Kâtip Çelebi’nin yazdığı “Cihannüma”
adlı kitabındaki Laranda (Karaman) konusunda burası için (En önemli bir yol anlamına gelen) “Şahrah
üzere kurulmuş bir Kazadır” deniliyor.
Bir de; Konya’dan bu yana İsmil-Karapınar-Ereğli üzerinden geçen bir ana yolda var ise de;
Karapınar tarafından yol kesen eşkıyalar yatağı oluşu nedeniyle kervanlar daha
çok Karaman üzerinden geçen bu yolu tercih ederlermiş.
(x) - Anadolu’da demiryolu taşımacılığı başlayana kadar da
bu yol hükümetin posta taşımacılığını yapan Posta Tatarlarının ulaşım yolu idi.
Bu yolda; Çumra-Karaman arasında ki yeni
adı Avdıl Köyü olan, eski Deli Osman
Çiftliği Posta Tatarlarının nöbet ve at değiştirme istasyonları idi.
(xx) 4. Katagoride belirtilen yolun Karaman’dan çıkış ve giriş
kapısı olan; Karaman’ın dış kalesi kapılarından o yönlere açık olan kapıya Arap
ülkelerine (Şam dolaylarına) çıkış kapısı anlamında “Şam Kapısı” denilirdi. Bu Şam
kapısının öteki bir adı da; Hacı kafilelerinin çıkış kapısı anlamında olan “Bâ-üs-surra” denilirdi ki bu ikinci ad
Hıristiyanlık çağlarında ki Kudüs şehrine giden Hıristiyan Hacı adayları için “Hacılar Yolu” adı verilmiş olmasının
da İslamlık yönü ile de bir devamıdır.
NOT: Yazı metni rahmetle andığım,
Karaman’a büyük hizmetleri geçmiş Durmuş Ali GÜLCAN amcamızın vefatından sonra
kızının arşivinde yıllarca bekletilmiştir. (evlatlık olarak büyüttüğü) Karaman
Güneş İlkokulunda öğretmeni olan ve halen İzmir’de yaşayan ablam Süheyla Güç
GÜLEÇ hanımefendiye bu ve bunun gibi birçok yarım kalmış çalışmaları bir dosya
halinde tarafıma verilmek üzere bırakılmıştır. Zaman içerisinde bu bilgiler
tarafımdan kamuoyu önünde paylaşılacaktır.
Şerafettin GÜÇ
Emekli Öğretmen
Karamanoğulları Tarihi
Araştırmacısı Yazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder