4 Aralık 2018 Salı


NÛRE SOFÎ

Karamanoğulları’nın tarihi Nûre Sofî ile başlar
Nureddin Bey 1230-31 - 1255 (ö.1264)
Karamanoğullarının Anadolu’ya göçleri sırasında Alparslan, Şirvan Han, İbrahim Han, Sadettin ve Nureddin Bey’ler yönetmişlerdir.
Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat 1218/19-1237 yıllarında Orta Asya’dan Anadolu’ya göçen Karaman Oymağını Ermenek yöresine yerleştirmiştir.  
Bu dönemde Karaman oymağının başında lider olarak Nûre Sofî bulunmaktadır. Kirmani’nin bildirdiğine göre Nûre Sofî Baba İlyas Horasani’ye intisabından dolayı Sofî lakabını almıştır. Bu nedenle Karaman Beyliğinin kurulmasında Babai tarikatının rolü büyük olmuş ve zamanla Babai tarikatı Karamanlıların hâkim olduğu saraya da yayılmıştır.
Nûre Sofî, Malya Ovası'nda yaşanan Babai ayaklanmasına katılmıştır. Türkmenlerin yenilgisinden sonra da, Baba İlyas'ın 7 yaşındaki oğlu Muhlis Paşayı alıp Balkusan yöresine kaçırıp büyütmüştür. Muhlis oğlu, Aşık Paşay-ı Veli, Garipname adlı Türkçe Mesnevisini yazıp yayınlamıştır.

Babai tarikatı şeyhlerinden Muhlis Baba, Nûre Sofî’nin büyük oğlu olan ve ölümünden sonra Karamanoğullarının başına geçen Kerimüddin Karaman Beyi, tarikatın şeyhlerinden biri yapmıştır. 
Nûre Sofî Ermenek havalisindeki soy, din ve sosyal yaşayış bakımından çok farklı ve karmaşık bir etnik yapıya sahip olan halkın birlik ve beraberliğini sağlamayı başarmıştır.
Nûre Sofî 1239 dan 1257 ye kadar birlik ve beraberliği sağladığı halkını yeni fetihlere de hazırlamıştır. Nureddin Bey ilk önce Kilikya Bölgesini (Mut, Silifke) zapt ederek beyliğini bu bölgede güçlendirmiştir. Bu nedenle Selçukluların zayıflamasından sonra bu bölgeye sahip olmak isteyen Mısır Memlukluları ve Moğollarla savaşmak zorunda kalmıştır.
Karaman aşiretinin beyi (reisi) “Karamanoğulları” devletinin kurucusudur. Karamanlılar’ın, Oğuzlar’ın Avşar Boyundan veya Salur Boyundan olduğu tartışmalıdır. Hangisinden olursa olsun illâ Oğuz Türklerindendir.
Şikari Tarihinde aile şecereleri (soykütükleri) şöyle:
1- Şirvan Han
2- Kâl Han (Gelen Can)
3- Alp Arslan
4- İbrahim Han
5- Sadeddin Bey
6- Nureddin Bey
Nûre Sofî’nin asıl adı “Nureddin” dir. O zamanın saygın bir tarikatı olan “Babai” tarikatına girip Sufi olunca, Nureddin’in kısaltılmışı olan “Nur” ile “Sufî” sıfatı birleştirilip “Nur Sufi” veya “Nur Sofu” denmiş. Halk arasında “Nur Sofu” diye söylenir.
Yazışmalarda; “Nureddin Sofî”, “Nuri Sofî”, “Nur Sofî”, “Nûre Sofî” olarak geçer.
Yalnız İbrahim Hakkı Konyalı Arapça’ya meylinden dolayı “Nurüh Sofî” demiştir. Eski yazışmalarda bunu görmüyorsak da son zamanlarda bazı yazarlar hiçbir dayanağı olmayan Nurüh adını İbrahim Hakkı Konyalı’ya uyarak yazmağa başlamışlardır.
Karamanlılar; Anadolu’ya (10000) on bin oba (çadır) olarak geldiklerinde başkanları Sadeddin Bey’di. (12. yy. sonları, 13. yy. başları) Yazları Sivas yöresine gelip, kışları İran taraflarına giderek konar-göçer bir yaşantı sürdürüyorlardı.
Sadeddin Bey ölünce, yerine oğlu Nureddin’i bey seçidi. Nureddin Bey ilk olarak  Ermenilerden Ereğli kalesini aldı. Selçuklu sultanına asi olan Sivas Beyi Hacı Bahadır’dan Sivas kalesini de aldıktan sonra, bir mektupla kalenin anahtarını sultana göndererek bağlılığını bildirdi. 
Bundan çok memnun olan sultan; o sıralar Ermenek ve Mut yöresinde yaşayan Türk obalarının kalelerdeki Ermenilerden şikâyet etmeleri üzerine Nureddin Bey’e bir mektup gönderdi. Mektupta asker çekip buralara gelmesini, kaleleri Ermenilerden almasını, alabildiği kaleleri kendisine vereceğini bildirdi. Nureddin Bey, sultanın emrine uyarak askerlerini toplayıp 1227 yılı sonlarında Ermenek yakınında Kamış yaylasına kondu.
İlk olarak Ermenek kalesini alıp kışı orada geçiren Nureddin Bey, İlkbahar’da Mut üzerine yürüdü. Kale dışında (şimdi Mut öreni) oturan Mutlularla birleşip kaleyi kuşattılar. Kırk gün süren kuşatmadan sonra kaledeki Ermeniler Kız Kalesine kaçtı. Boşalan kaleye Mutluların yerleşmeleriyle burası “Mut Kalesi” adını aldı.
Daha sonra Gülnar ve Mara kalelerini de alan Nureddin Bey, buraların anahtarlarını sultana gönderdi. Sultan Alaeddin Keykubat çok memnun oldu, devlet göstergesi olan hil’at, kılıç, tabl ve alem gönderip aldığı kaleleri de Nureddin Beye bağışladı. Böylelikle Karamanoğulları Beyliği’nin temeli atılmış oldu.
 Nureddin Bey zapt ettiği ve sultanın izni ile egemen olduğu bu bölgede asayişi sağladıktan sonra buradaki kuvvetlerin başına oğlu Kerimüddin Karaman Bey’i bırakıp kendisi Sivas’ta olan obasının başına döndü.
Sivas’ta İlyas adında bir Babai şeyhi ile tanıştı ve mürid oldu. Nurettin Bey, yedi yıl inziva hayatı yaşadı “sofî” oldu. Şeyh İlyas’ın halifesi (vekili) olarak buralara tekrar geldi kuvvetlerinin başına geçti. 1256 yılında Silifke kalesini de aldıktan sonra artık yaşlanıp seferlere çıkmaya gücü yetmeyince bütün yetkilerini oğlu Kerimüddin Karaman Bey’e bırakıp kendisi Mut’un Yalnızcabağ köyü yakınındaki Değirmenlik yaylasına çekilip 1264 yılında ölünceye kadar orada oturdu.  
Öldükten sonra çok sevdiği bu yerde, Değirmenlikte bir buruna defnedildi, üzerine bir türbe yaptırıldı. Türbe, çevredeki insanlar tarafından devamlı ziyaret edilmektedir.
Türbenin gelir getiren epeyce bir vakfı vardı. Cumhuriyet dönemine kadar takip edilerek hesaplarının kontrol edildiği arşiv belgelerinde görülebilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Üç Önemli Yerden Alınan Toprak Ermenek Selanik Kıbrıs Atatürk'ün Yattığı Yer Türk Ulusu'nun Kalbidir Atatürk için b...