Bir
Tahrifatın Deşifresi 2
Said
Kürdi (Nursi) Kevser Suresi’ni Neye Alet Etti?
GERÇEKLER
NE DİYOR?
Görüldüğü
gibi Saidi Kürdi uydurulmuş iddialarına Kur’anı Kerim’in bir suresini alet
etmektedir. Bu Kevser Suresi’dir.
Meali;
“Şüphesiz biz sana Kevser’i verdik. O hâlde, Rabbin için namaz kıl,
kurban kes. Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir.”[1]
Üç ayetten oluşan surenin Arapça ve Türkçe yazılışları ile anlamı aşağıda
tabloda gösterilmiştir.
1.
|
innâ
|
muhakkak ki
|
2.
|
a'taynâ-ke
|
biz sana verdik
|
3.
|
el
kevsere
|
kevser
|
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ ﴿١﴾
|
||
1.
|
fe
|
artık, o halde
|
2.
|
salli
|
namaz kıl
|
3.
|
li
rabbi-ke
|
Rabbin için
|
4.
|
venhar
|
ve kurban kes
|
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ ﴿٢﴾
|
||
1.
|
inne
|
muhakkak
|
2.
|
şânie-ke
|
sana buğzetti
|
3.
|
huve
|
o
|
4.
|
el
ebteru
|
ebter, soyu kesik
|
إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ ﴿٣﴾
|
Kevser
suresi, Hazreti Muhammed’in (sav) peygamberliğinin ilk senelerinde ve Mekke
döneminde indirilmiş bir suredir. Kuran-ı Kerim’in en kısa süresi olan Kevser
Suresi (108) üç ayetten oluşur. Kevser Suresi’nin iniş sebebi olarak şu hikâye
anlatılmaktadır: Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) oğlu olan
Hz. Kasım vefat ettikten sonra As İbn-i Vail demiş ki, “Artık Hz.
Muhammed’in (sav)
nesli bitti. O anılmaktan mahrum kaldı.” Ve bunun üzerine onlar erkek çocuk
sahibi olamamayı bir kusur gibi gösterip insanları Hz. Muhammed’e (sav) tabi
olmaktan alı koymak istediler. İşte kâfirlerin bu tarz düşüncelerini reddetmek
adına Kevser Suresi indirildi. Kevser suresi çok kısa bir sure olsa da birçok
hakikate işaret etti.
Saidi
Kürdi güya ebcet hesabıyla bu surenin üçüncü ayetindeki
“… sana buğzeden, soyu
kesik olanın ta kendisidir.”
İfadelerinin
muhatabı olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları İsmet (İnönü) ve
Fevzi (Çakmak) Paşaları göstermiştir. Hâlbuki ebcet hesabına göre sayılar bu
ayetin toplam sayısına uymamaktadır.
Kendisi
“tahrifat” yaparak, harf ekleyerek veya harf çıkararak yani zorlamayla
Cumhuriyetin kurucu üç paşasını bu ayete muhatap hale getirmeye çalışmıştır.
Önce isimlerin doğru yazılışlarını ve ebcete göre harflerin tek tek ve
kelimenin toplam rakam değerlerini ayrı ayrı aşağıdaki tablolardan görelim:
“GAZİ MUSTAFA KEMAL” İSMİ DOĞRU YAZILIŞLAR
GAZİ
|
MUSTAFA
|
KEMAL
|
|||
غ
|
1000
|
م
|
40
|
ك
|
20
|
ا
|
1
|
ص
|
90
|
م
|
40
|
ز
|
7
|
ط
|
9
|
ا
|
1
|
ى
|
10
|
ف
|
80
|
ل
|
30
|
|
|
ى
|
10
|
|
|
1018
|
229
|
91
|
|||
1018
|
320
|
||||
غازي
|
مصطفي
|
كمال
|
|||
كمال مصطفي غازي
|
YANLIŞ (UYDURULMUŞ) YAZILIŞLAR
GAZİ
|
MESTAFE
|
Bİ KEMAL
|
|||
غ
|
1000
|
م
|
40
|
ب
|
2
|
ز
|
7
|
ا
|
1
|
ك
|
20
|
ى
|
10
|
ص
|
90
|
م
|
40
|
|
|
ط
|
9
|
ا
|
1
|
|
|
ف
|
80
|
ل
|
30
|
|
|
ا
|
1
|
|
|
1017
|
221
|
93
|
|||
1017
|
314
|
||||
غ ز
ي
|
ا ص طف ما
|
بكمال
|
|||
بكمال ماصطفا غزي
|
“İSMET VE
FEVZİ” İSİMLERİ
İSMET
|
FEVZİ
|
||
ع
|
70
|
ف
|
80
|
ص
|
90
|
و
|
6
|
م
|
40
|
ز
|
7
|
ت
|
400
|
ى
|
10
|
600
|
103
|
||
703
|
|||
عصمت
|
فوزى
|
KEVSER
SURESİ 3. AYET
… ŞANİEKE HUVEL EBTER
|
|
ش
|
300
|
ا
|
1
|
ن
|
50
|
ا
|
1
|
ك
|
20
|
ه
|
5
|
و
|
6
|
ا
|
1
|
ل
|
30
|
ا
|
1
|
ب
|
2
|
ت
|
400
|
ر
|
200
|
1017
|
|
شانأك هوالابتر
|
SONUÇ
Görüldüğü gibi;
“Gazi”
sözcüğünün harflerinin toplamı ebcede göre 1017 değil, 1018’dir.
“Mustafa”
sözcüğünün harflerinin ebcede göre toplamı 221 değil, 229’dur.
“Kemal”
sözcüğünün harflerinin toplamı da ebcede göre 93 değil, 91’dir.
“Mustafa Kemal” ismindeki harflerin ebcede
göre toplam sayısı da 314 değil, 320’dir.
Gazi Mustafa Kemal’in, ne Sakarya
Zaferi’nden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından verilen “Gazi”
unvanı, ne de “Mustafa Kemal” adı O’nu Kevser Suresi 3. Ayet’ine muhatap
yapmaz.
Saidi Kürdi, kelimelerdeki harfleri
“kafasına” göre değiştirmiş, ya da harf eklemiş kısaca tahrifat yaparak
Atatürk’ü adı geçen ayete muhatap yapmaya çalışmıştır. Sözün özü tahrifatına Kur’an ayetini alet etmeye kalkışmıştır.
Atatürk
ve silah arkadaşlarına ağza alınmayacak sözlerle saldıran Saidi Kürdi’nin
Cumhuriyet ve kurucularını hangi kavramlarla milletin gözünden düşürmeye
çalıştığı yukarıdaki alıntılarda yer almaktadır. Fakat bunların metin içinde
kaybolmaması, aziz milletimizin gerçekleri bütün çıplaklığı ile görmesi
bakımından aşağıdaki tabloda bunları ayrıca gösterdik.
SAİDİ
NURSİ’NİN ATATÜRK VE CUMHURİYETE SALDIRI SÖZLÜĞÜ
(Rumuzât-ı
Semâniye, Yirmidokuzuncu Mektubun İkinci Makamı, s.
105-116.)
KAVRAM
|
ANLAMI
|
KİM İÇİN KULLANILIYOR
|
Dinsiz mülhidler
|
Mülhid: Dinden çıkan, dinsiz, kâfir, imânsız.
Haşir ve âhirete inanmayan.
|
Atatürk ve arkadaşları
|
Yaptığınız zulüm arşı titretiyor
|
-
|
Atatürk ve arkadaşları
|
Ölüm vaktinde kahhar bir el tarafından yakalanacaksınız
|
Kahhar: Allah’ın sıfatlarından. Galib-i Mutlak
ve her an kahretmeğe muktedir olan Allah.
|
Atatürk ve arkadaşları
|
Allah sizi perçemlerinizden tutarak yerden alıp cehenneme
atacak. O zaman ağlayıp sızlayacaksınız. Şimdiden görüyor gibiyiz.
|
|
Atatürk ve arkadaşları
|
Bir işkembenin hayvanın içinden sökülüp atıldığı gibi
içinde bulunduğunuz tabutun karnından pis bir işkembe gibi sökülüp cehenneme
atılacaksınız.
|
|
Atatürk ve arkadaşları
|
Cehennem zakkumunu zıkkımlayacak cehennemliklerin
vücutlarından irinli cerahatı yudumlayacaksınız.
|
|
Atatürk ve arkadaşları
|
Azabınız daimidir
|
|
Atatürk ve arkadaşları
|
Mürted
|
Mürted: İrtidad eden. İslâm dininden dönen.
(İrtidat, İslâm’ı kabul ettikten sonra dönmektir.)
|
Atatürk ve arkadaşları
|
Kafirlerin en habisi
|
Habis: Fesadcı. Hilekâr. Alçak tabiatlı.
Kötü. Pis.
|
Atatürk ve arkadaşları
|
Vahşilerin en vahşisi
|
|
Atatürk ve arkadaşları
|
İki deccal
|
Deccal: Hakkı batıl, batılı hak olarak
gösteren. Sahih hadislere göre âhir zamanda gelecek ve Kur’anı Kerimi inkâr
edip İslâmiyet’i tahribe çalışacak ve dünyayı fesada verecek çok şerli ve
mutlak küfür yolunda olan dehşetli bir şahıstır. Bir hadis rivâyetinde üç
diğerinde yirmiyedi deccal geleceği bildirilmiştir.
|
İsmet ve Fevzi Paşalar
|
Bir Süfyan
|
Süfyan: Âhir zamanda geleceği ve ümmetin
karanlık günler yaşamasına vesile olacağı sahih hadislerle bildirilen
dehşetli dinsiz ve münâfık bir şahıs.
|
Mustafa Kemal
|
Süfyan zendekanın başı
|
Zendeka: Kâfirlik, dinsizlik. (Zendeka sâhibine
zındık denir.)
|
Mustafa Kemal
|
Cahşlerin cahşi
|
Cahş: Eşek sıpası, eşek.
|
Mustafa Kemal
|
Yahudilerin en habislerinden
|
|
Mustafa Kemal
|
Zalimlerin en zalimi
|
|
Mustafa Kemal
|
Şeytan-ı ahbes
|
Ahbes: Pek çok pis, daha murdar. En habis,
berbad.
|
Mustafa Kemal
|
Şahs-ı menhus
|
Menhus: Uğursuz. Kötü. Meş'um.
|
Mustafa Kemal
|
Deccallerden biridir
|
|
Mustafa Kemal
|
Kemalsizdir
|
|
Mustafa Kemal
|
Kezzab deccallardan biri
|
Kezzab: Yalancı. Çok yalan söyleyen.
|
Mustafa Kemal
|
Zındık komitesinin üç reisi
|
|
Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar
|
En büyük düşman-ı Muhammed Aleyhisselam olan herif
|
|
Mustafa Kemal
|
Mason reisi
|
|
Mustafa Kemal
|
Küffarı değil belki halis müminleri ve şeyhleri kesen ve
asan adam
|
|
Mustafa Kemal
|
Mason Komitesi
|
|
Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar
|
Bu herif
|
|
Mustafa Kemal
|
Hilafet-i İslamiyeyi ref’ ile dinsizlik esasını kabul
etmek demek olan dinsizlik manasındaki laik cumhuriyet
|
Ref’: Lağvetme, hükümsüz bırakma, kaldırmak.
|
-
|
Bu yeni münafık zındıklar
|
Münafık: İki yüzlü, araya nifak sokan.
Fitnekâr.
Zındık: Kafir, dinsiz.
|
Mustafa Kemal ve arkadaşları
|
Mason komitesinin reisi
|
|
Mustafa Kemal
|
Şu şenaatdarane ve adavetperverane ve süfyankarane
siyaseti çeviren o komitenin üç reisi
|
Şenaat:
Kötülük, alçaklık. Cenab-ı
Hakk'ın emrine muhalif hareket.
Adavet: Husumet, düşmanlık. Kin, buğz, garaz.
Süfyan: Âhir zamanda geleceği ve ümmetin
karanlık günler yaşamasına vesile olacağı sahih hadislerle bildirilen
dehşetli dinsiz ve münafık bir şahıs.
|
Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar
|
Bu istibdat-ı askeriye-i keyfiye-i küfriye
|
|
Cumhuriyet
|
İstibdadın büyük reisi
|
|
Mustafa Kemal
|
İrtidatkarane siyaset
|
İrtidad: Din değiştirmekle mürted olmak.
İslâmiyet’ten çıkarak dinsiz olmak.
|
Mustafa Kemal ve arkadaşları
|
Şeametkarane siyaset
|
Şeamet: Uğursuzluk, kötülük, bedbahtlık.
|
Mustafa Kemal ve arkadaşları
|
Müddet-i firavniyeti
|
Fir’avniyet: Ravun gibi oluş, isyankârlık ile
Allah'ı tanımayış. İnat ile Allah'a isyan edip halkı sapık yollara, dalâlete
ve dinsizliğe sevke çalışmak.
|
Mustafa Kemal
|
Küçük deccaller
|
|
Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar
|
Al ben
hepsini aynı kefeye koyayım.
Saidi
Nursi, Fethullah Gülen, Deli Kadir, Menzilciler, Kadiri, Süleyman Ağa,
Hayratçılar, Hoyratçılar, Ensarcılar,
Adnan Oktar, Acizmendiciler, al quaide, İbda c, Hizbullah, İşid, Püsküllüsü,
Cübbelisi, sakalı yünden olan kıldan olan, hepsinin kafa aynı. Beslendikleri
yer aynı.
Ayrım
menfaat din sömürüsü para çıkar. Allah(cc) kahhar adıyla kahreylesin ol demezse
olmaz amenna bekliyoruz Mehmet Akif gibi...
Ortalıkta
Gavs’tan, Şeyh’ten, Mürşid’den, Bediüzzaman’dan geçilmiyor. Bunların hepsi
İNGİLİZ MÜSLÜMANLIĞININ piyonlarıdır. 200 YIL ÖNCE Halid-i Bağdadi adındaki bir
İngiliz uşağının türevleridir.
Hiç biri Türk değildir.
Hiç biri Türk değildir.
Bunlar
Atatürk’ün asa asa bitiremediği.
Türkiye Cumhuriyeti’ne sokulmuş İngiliz
uşaklarıdır.
Bunlara biat eden proflar, avukatlar, doktorlar, milletvekilleri,
bürokratlar, askerler var.
Anglo-Sakson Hristiyanlığı Müslüman dünyasını bunlarla kontrol altında tutuyor, bunlarla
yıkacak. Ne yazık ki bunlara Türklerden başka direnecek başka bir Müslüman
toplum yok.
Şerafettin GÜÇ
Araştırmacı Yazar
Emekli Öğretmen
Kaynak ve Dipnot
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu Mektubun İkinci Makamı), Risale-i Nur
Külliyatından, Cilt: Erdoğanlar, İstanbul, 2001, 1-352 s Hazırlayan: Hüseyin
Bulut, Baskı: Selmat,. Bu kitap şu an yasaktır. Satışta olan Risale-i Nur
Külliyatı içinde satılmamaktadır.
[1]
Ebcet’e göre 40: M (mim), 20: K (kef) harflerinin karşılığıdır. Said-i Kürdi
“40-20”
ifadesi ile “Mustafa Kemal” ismine işaret etmektedir.
[1]
1017 rakamları ile “Gazi” sözcüğünün saptırılmış rakamları ile Atatürk kastediliyor.
“Gazi” sözcüğünün toplamı gerçekte 1018’dir.
[1]
Haşiye: Evet, küffarı değil belki halis mü’minleri ve şeyhleri kesen ve asan
adamın (g) liği (Gaziliği sözcüğü ile Atatürk
kastediliyor ŞG.) elbette böyle meş’um bir manayı ifade edecek.
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu
Mektubun İkinci Makamı), s. 106-107.
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu
Mektubun İkinci Makamı), s. 107.
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu
Mektubun İkinci Makamı), s. 107.
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu
Mektubun İkinci Makamı), s. 108.
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu
Mektubun İkinci Makamı), s. 108.
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu Mektubun İkinci Makamı), s. 108.
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu Mektubun İkinci Makamı), s. 109-110.
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu Mektubun İkinci Makamı), s. 111.
[1]
Rumuzât-ı Semâniye (Yirmidokuzuncu Mektubun İkinci Makamı), s. 115.
15 Asayı Musa ve Zülfikar
adlı risaleleri..sf:23/sf:12;İstanbul.1973)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder