BALKANLARA TÜRKLERİN TARİHSEL GELİŞİ
“BALKAN TÜRKLÜĞÜ”
“Hunlar, Kumanlar, Oğuzlar, Avarlar, Peçenekler, Bulgarlar,
Uzlar ve Slavlar” Balkanlara Osmanlı’dan yani Kayı Boyu Türklerinden önce göç
etmiş Türk kavimleridir.
Balkanların Türkleşmesi, yaygın olan bilgiye göre M. S. 4.
yüzyıl sonlarında Avrupa’da Hun Türkleri (Attila) ile başlar. 374 yılında
başlayan Avrupa Hunları’nın İdil (Volga) Irmağı’nı geçerek Doğu Avrupa
steplerindeki kavimleri Batı Avrupa’ya doğru sürmesi olayına, “Kavimler Göçü”
adı verilmiştir. 390’lı yıllarda Balkanlara yerleşmeye başlayan Hunları,
610’larda Avar Türkleri ve 670’lerde Bulgar Türkleri takip eder. 680 yılında
Azak Denizi civarındaki Büyük Bulgarya adıyla anılan Bulgar Hanlığı’nın
dağılmasından sonra Asparukh (İsperih) Han önderliğindeki Kutrigur Bulgarları,
bugünkü Kuzeydoğu Bulgaristan topraklarına yerleşerek, Ağbaba (Pliska) merkezli
Tuna Bulgar Hanlığı’nın temelini atarlar.
“Balkanlarda Osmanlı mirasını aramak anlamsız bir şeydir.
Çünkü bizzat Balkanlar Osmanlı mirasıdır.“ Bu bölgeye bu ismi veren Türkler
değil, Avrupalı Coğrafyacılardır. Osmanlıya göre bu bölgenin umumi ismi
Rumeli’dir. (Yılmaz Öztuna, Avrupa
Türkiye’sini Kaybımız, Rumeli’nin Elden Çıkışı, Babıâli Kültür Yayınları,
İstanbul, 2006. s.11.)
Balkan bölgesi, etnik linguistik bakımından dünyanın en
karmaşık bölgelerinin başında gelmektedir. Tarihin hemen her döneminde yoğun
çatışmalara neden olmuş bu bölge, bugün de yaşanmış, yaşanmakta olan ve
gelecekte yaşanacak çatışmalarla, dünya kamuoyunun tüm dikkatlerini üzerine
toplamıştır. (Hugh Poulton, Balkanlar, Çatışan
Azınlık Çatışan Devletler, İstanbul, Sarmal Yayınevi, 1993, s.17.3] Andrew
Baruch Wachtel, Dünya Tarihinde Balkanlar, Çev. Cevat Akkoyunlu, İstanbul,
Doğan Kitapları Yayınları, 2009, s.9, 15.)
Başka bir anlatımla, tarihi ve edebi imgelerde Balkanlar
ürkütücü, ama pek tanımlanmamış bir bölge gibi gözüküyor. Balkanlar dünyanın
dört büyük medeniyetinin örtüştüğü, dinamik, bazen patlayıcı, çok katmanlı
yerel bir uygarlık yarattığı bir sınır bölgesidir. Eski Yunan ve Roma, Bizans,
Osmanlı Türkiye’si ve Katolik Avrupa kültürleri burada buluştu, çatıştı, bazen
kaynaştı; burası hiçbir kültürün tek başına egemen olamadığı bir topraktır.
“Balkanlar ve Türklük” birbirinden ayrılmaz bir bütündür.
Çünkü Balkan coğrafyasına ilk yerleşenler, Türklerdir. Diğer bir anlatımla,
Avrupa’ya ve Balkanlara gelen ilk Türkler, Hunlardır. “Hunlar” V. asrın ilk
yılarından itibaren Balkanlara girdiler. Hun Hakanı, Atilla, Balkanların büyük
kısmını ele geçirdi ve taht şehri, bugünkü Macaristan’da idi.
VI. Asırda Avar Türkleri de Balkanların kuzeyini
hâkimiyetlerine aldılar. Atilla’nın bir suikast neticesinde ölmesi ve
oğullarının başarısız olması neticesinde imparatorluk yıkıldı. Hunlar, 1000 yıllık “Gök Tanrı” dinini bırakarak “Katolik”
oldular. Yavaş yavaş Türkçeyi unutarak bir Fin dili olan Macarcayı
konuşmaya başladılar.
Hun Türklerinden sonra, Avrupa’ya gelen ikinci Türk kavmi “Avarlar” olmuştur. Avarlar, Balkanlarda M.S. 558–835 yılları arasında devlet hayatı sürdüler. Hatta 626 yılında Bizans’ı muhasara ettiler alamadılar. Bu tarihten ancak 837 yıl sonra Fatih Sultan Mehmet (1453) fethedecektir. 796 yılından itibaren Hıristiyanlığı kabul eden Avarlar, bilahare Avrupa ve Bizans’ında etkisi ile Slavlaşarak tarih sahnesinden çekildiler. (Makedonya, Harp Akademileri Komutanlığı Yayınlarından, İkinci Basım, İstanbul, Harp Akademileri Basımevi, Nisan 1993, s.11–14. 2000, s.24.)
VII. Asırda başka bir Türk kavmi, “Bulgarlar” Tuna güneyine inerek yurt tuttular. Balkanlardaki Bizans hâkimiyetini geniş ölçüde hırpaladılar. Sonunda Slavlaştılar. Sonra Balkanlara Karadeniz’in kuzeyinden, “Peçenekler, Oğuzlar, Kumanlar, Kıpçaklar” geldi.
Bu Türk kavimleri, yarımadayı yıldırım gibi istila
ettiler. Pek çok kültür unsuru bırakarak eriyip gittiler. Balkanlardaki sayısız
ailenin Türk asıllı olduğu, soyadlarından bugün de anlaşılır. Türkçe binlerce
coğrafya ismi, bugünde de Balkanlar’a hâkimdir.
Balkan milletleri musikilerini, Türk musikisinden
almışlardır. Balkan dilleri, Türkçe kelimelerle doludur. Balkan kavimlerinin
kıllık kıyafetinde, yiyip içmelerinde, zevk ve adetlerinde Türk tesirleri hala
silinememiştir. (Öztuna, A.g.e., s.14-16.)
Daha geniş bir anlatımla, Rumeliler, çeşitli Türk kavimleri
Kuzey Karadeniz steplerinden gelip daha VI. Yüzyıl’dan başlayarak Balkan
yarımadasına yerleşmişlerdir. VII. Yüzyıl’da gelenler askeri egemen sınıf
olarak Kuzey-Doğu Balkanlarda güçlü devletler kurmuşlardır. Bunların arasında
Türk boyu olan Kutrigurların kurmuş olduğu Bulgar Hanlığı önemlidir. Bulgar
hanları, IX-XI. Yüzyıl’da (1018’e kadar) Balkanlarda Bizans İmparatorluğunun
yerini almışlardır. (Doç. Dr. Halime Doğru “XIII-XIXy.
y Arasında Rumeli’de Sağ Kolun Siyasi, Sosyal, Ekonomik, Görüntüsü ve Kozluca
Kazası” Eskişehir.)
Kaynaklar daha IX. Yüzyıl sonlarında, Theophilactus zamanında 14 bin kişilik
bir Türk topluluğunun “Vardar ve Struma” arasında yerleştirildiğini yazar. Eski
“Hun-Bulgar” geleneğini devam ettiren ve çoğunlukta XI. Yüzyılda toplanan
kuzeyden gelen Türk akınları, Dobruca-Deliorman üzerinden nihayet en fazla
Trakya’yı etkiliyordu. Ama “Peçenek, Oğuz ve Kıpçak” birlikleri kimi zaman daha küçük
ölçekte Makedonya’ya kadar da ulaşıyordu. Mesela, Oğuzlar, Kumanlardan kaçarak
Balkanlara girdiklerinde yaptıkları saldırılardan Makedonya da nasibini
almıştır.
Şerafettin GÜÇ
Karamanoğulları Tarihi Araştırmacısı Yazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder