5 Aralık 2018 Çarşamba


YARCANÎ ANLATIMIYLA
NÛRE SOFÎ DEVRİ İDARESİ
 (1230 /1231 – 1255)
Karaman aşireti Türkmenlerinin konar-göçer olarak yazın Sivas ve Kayseri'ye geldiklerini, kışın da Diyar-i Acem’e döndüklerinibiliyoruz. Yarcanî, “Bunlara Oğuz taifesi derler idi” diyor. Zaman zaman Ermeni kâfirleriyle cenk ettiklerini de ilâve ediyor. ”Beylerinin adı Sadeddin, kardeşininki ise İmameddin'dir. Beyin oğlu Nureddin adını taşımaktadır.” Bilgisini de veriyor.
Yarcanî, Oğuz taifesi dediği bu aşiretin beraberinde yine konar-göçer olan Türkmen taifesinden de ayrıca bahsetmektedir. “Türkmen taifesinin beyine, Hayreddin derler idi” diyor. Zamanla Sadeddin Bey vefat eder, yerine oğlu Nureddin'i, “Bey” tayin ediyorlar.
Türkmen Beyi Hayreddin, bir gün "Ey Nureddin Bey! Konup-göçmekten usandık, bari Herakl kal'asını kâfir elinden alıp mekân edinsek" diyor.
Oğuz beyleri­nin de bu sözü makul görmeleri üzerine, Nureddin'in kumanda­sında, İmameddin ve Hayreddin beyler, Nureddin Beyin kethüdası oluyorlar. On bin yiğit atlı ve yaya eri birleştiriyor­lar. 1215 yılı civarında, Herakl kal'asına yürüyüşe geçiyorlar. Herakl’de, Rumların “Kosun Bey” adlı bir kumandanları vardır...
Nureddin Bey kuvvetlerini dört gruba ayırıyor. Önce Turgut ve Bayburt Beylerin kumandasında iki grubu, asıl savaşın cereyan edeceği bölgede pusuya yerleştiriyor. Kaya Bey’le Mirza Bey kumandasındaki bir miktar askeri, kale kapısına doğru sürüyor. Kendisi ise, Kethüdaları İmameddin ve Hayreddin ile gizlice, kalenin yanlarına doğru sokuluyor.
Kaya ve Mirza kuvvetlerinin doğrudan kaleye yöneldiğini gören kâfirler, başlarında kumandanları Kosun Bey olduğu halde, kaleden çıkıp Karamanoğlu kuvvetlerinin üzerine saldırıyorlar. Yüz yüze cenk başlıyor. Kosun, var gücüyle hücum ediyor, Türkmenleri sıkıştırıyor. Bir süre geçtikten sonra, Türkmenler geri çekilmeye başlıyorlar. Herakl askerleri onların peşine takılıyor. Belli bir mevkiye gelindiği zaman pusuda yatan Turgut ve Bayburt Beyler, dört bin Oğuz askerini meyda­na çıkarıp, kâfiri yanlarından sarıyorlar. Tam bu esnada kaçmakta olduğu zannedilen Kaya ve Mirza kuvvetleri de ani bir dönüş yaparak, kendilerini kovalayan Rumların ve Kosun Beyin karşısına dikiliyorlar.
Arkada, kale tarafında ise, başlarında Nureddin Bey, İmameddin ve Hayreddin emrindeki Oğuz ve Türkmenler geriden hücuma geçiyorlar. Dört bir yandan kıskıvrak sarılmış bulunan düşmanla zorlu bir savaş başlıyor. Üç gün süren cengin sonunda, dört bin er şehit oluyor. Kâfirlerin tamamı kırılıyor ve Kosun Bey yaka­lanıyor. Böylece konar-göçer hayattan yerleşik düzene geçmeye karar vermiş olan Oğuz ve Türkmen Karamanoğlu aşiretleri, ilk kaleyi bu zaferin sonunda elde ediyorlar.
Kale halkı, civara sürgün ediliyor. Nureddin Bey, kâfir kumandanı Kosun Bey’e karşı çok iyi davranıyor. Beyin bilgeliğini, aklını, ince zekâsını, gücünü yakından gören Kosun Bey, Müslümanlığı kabul ediyor.
Nûre Sofî’nin kardeşi Turgut Bey ona kızını veriyor. Karamanoğulları, daha sonraki savaşlarda çok büyük yararlıklar gösterecek Kosun Beyi damat yaparak, değerlendirmiş oluyorlar.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Üç Önemli Yerden Alınan Toprak Ermenek Selanik Kıbrıs Atatürk'ün Yattığı Yer Türk Ulusu'nun Kalbidir Atatürk için b...