5 Aralık 2018 Çarşamba


ANADOLU BULGARLARI

Şikârî’nin kitabında en son Çelebi Mehmet çağında Bulgar topluluğundan bahsedilir. Bundan sonra tıpkı Moğollar gibi onlar da bir kavim olarak anılmaz olurlar. Karamanoğullarının Bulgar dağları bölgesini merkez edinmesinin onların Türkmen kimliği içinde erimesini hızlandırdığını düşünmek mümkün. 

Öte yandan, yukarıda bahsedilen Moğol istilası çağından Aydın Bey’in dışında hiçbir Bulgar beyinden bahsedilmemesi, münhasır askeri birlik olarak ayrıcalıklarını korusalar da, Bulgarların siyasi ve belki de kavmi özerkliklerinin geride kaldığını ifade ediyor olabilir. 

Kuşkusuz bundan sonra da kendilerinden gelen yöneticileri vardı ama bunlar anlaşılan kudretli boy beyleri değillerdi ve idari olarak doğrudan, zaten yanı başlarında olan Lârende’ye (Karaman) bağlı idiler. 

Toros Bulgarlarıyla ilgili tek kaynak Şikârî’nin kitabı değil. Mevlana’nın ve Hoca Dehanî’nin şiirlerinde de sık sık Bulgarlardan bahsedildiği belirtiliyor. Dediğimiz gibi, bu Bulgarlar Türk’tür ve Müslüman’dır. Başka bir asıldan, hele de Slav olduklarını akla getirecek en ufak bir ibare bulunmaz. Henüz Anadolu’nun tam Türkleşmediği, belki Türk’ten çok gayri-Türk unsurun bulunduğu bir dönemde bunların ivedilikle Türkleşmiş bir Slav topluluğu olduğu gibi bir düşüncenin mantık zemini bulunmamaktadır. 

Ayrıca, Bizanslıların çeşitli toplulukları sınırdan uzak iç bölgelere yerleştirdiği biliniyor ama kayıtlarda bu bölgeye Balkanlardan bir tehcir geçmiyor. Buna karşılık 10. yy ortalarında yazan Mesudî’nin bir haberinden tam da bu bölgeye yerleştirilen Bulgarlardan bahsedilmektedir.

Haber şöyledir:

“(İdil Bulgar) hükümdarı elli bin ve daha fazla süvarisiyle Kostantiniyye topraklarına gaza eder ve ona yakın Rum, Endülüs, Burcan (Burgond), Celalika (Galiçya) ve İfrenc (Frank) arazilerine akınlar tertipler. Bulgar şehrinden Kostantiniyye’ye kadar olan mesafe bozkır ve yerleşim birimlerinden geçen iki aylık yoldur. Müslümanlar Şam sınırındaki Tarsus’tan Dülefi adıyla tanınan Sügur emiri Selm el-Hadim ve emrindeki Şamlı ve Basralı denizcilerin gemileriyle 312 yılında gazaya çıkıp Kostantiniyye körfezi ağzından ve Rum Denizi’nden (Akdeniz) çıkışı olmayan başka bir ağzı geçerek Fenediyye ( فندية ) topraklarına geldiklerinde karadan bir grup Bulgar onlara yardıma geldi ve hükümdarlarının yakında olduğunu bildirdi. Bu olay Bulgar akıncılarının Rum Denizi sahiline kadar geldikleri şeklindeki beyanımızın delilidir. Bulgarlardan bir birlik Tarsusluların gemilerine binerek onlarla birlikte Tarsus’a geldiler.” (Mesudî 2004, 74; Şeşen 1998, 48.)










1 yorum:

  1. Şerafettin bey merhaba
    Hoşgeldiniz blogger dünyasına.....güzel paylaşımlarda görüşmek üzere

    YanıtlaSil

Üç Önemli Yerden Alınan Toprak Ermenek Selanik Kıbrıs Atatürk'ün Yattığı Yer Türk Ulusu'nun Kalbidir Atatürk için b...